İslam Ve Tasavvuf
İSLAM VE TASAVVUF  
  Ana Sayfa
  Allah Dostları
  => Muhammed Bin Süleyman Cezuli (K.S)
  => İsmail Fakirullah Hazretleri
  => Ramazan Mahfî Efendi
  => SEZAYİ-İ GÜLŞENİ
  => Selahaddin Uşşaki Hazretleri
  => ZİYAÜDDİN ABDURRAHMAN-I HALİS-İ TALEBANİ (KERKÜKİ) (K.S.)
  => SEYYİD AHMET ÇAPAKÇURİ HAZRETLERİ
  => ABDULVÂHİD EFENDİ (ö.1881)
  => MUHAMMED EVLİYA EFENDİ (1844/45-1902)
  => Ahmed Süreyya Emin ( K.S)
  => Şeyh Muhammed b. Zekeriya Mergilanî el-Buharî [K.S.]
  => Seyyid Muhammed bin Alavî Mâlikî े;Hasenî [K.S.]
  => Şeyh Seyda Hazretleri (K.S) (1889-1968)
  => Sultan BABA [K.S.]
  => İbrahim Dirlik Efendi
  İslam Alimleri
  Yeseviyye
  Tasavvuf
  Tarikatlar
  Menkibeler
  DİVAN-I HİKMET
Ramazan Mahfî Efendi

Anadolu velîlerinden. İsmi Ramazan'dır. Ramazan Mahfî de denir. 1542 (H.949) senesinde Afyonkarahisar'da doğdu. 1616 (H.1025) târihinde İstanbul'da vefât etti. Kocamustafapaşa civârındaki dergâhında hazırlanan yere defnedildi. Kabr-i şerîfi ziyâret mahallidir.


Ramazan Efendi önce din ve fen ilimlerini öğrendikten sonra, tasavvuf yoluna girdi. Evliyâdan, Şeyh Kâsım Çelebi hazretlerinin sohbetlerinde yetişip olgunlaştı. İcâzet, diploma aldı. 1586 senesinde İstanbul'a geldi ve Kocamustafapaşa civârında Bezistânî Hâce Hüsrev Beyin yaptırdığı dergâha tâyin edildi. Burada hak yolun bilgilerini öğretmekle meşgûl oldu. Çok talebe yetiştirdi.


Sünbül Efendinin, Ramazan Efendi hakkında gösterdiği kerâmet şöyle anlatılır: "Ramazan Efendinin dergâhının olduğu yer önceleri bahçe idi. Bir gün Sünbül Efendi buradan geçerken, dergâhın bulunduğu yerde oturarak; "Buradan tevhîd kokusu geliyor." buyurdu. Hâlbuki Ramazan Efendi daha doğmamıştı. Fakat daha sonra İstanbul'a gelen Ramazan Efendi buraya gelip yerleşti ve insanlara doğru yolu gösterdi."


Ramazan Efendi, hilm ve vekâr sâhibi olup, ilâhî muhabbet sâhiblerinin hürmet ve îtibârına mazhar oldu. Rüyâ tâbirinde çok derin bilgilere sâhipti. Zamânın vezirlerinden Mahmûd Paşa, Ramazan Efendiye bağlı olanlardan idi. Vezirliği bırakarak, tasavvufa yönelip, bu bağlılığı devâm ettirmek istiyordu. Bir gün Sadrâzam Yemişçi Hasan Paşanın elinden kaçıp, Ramazan Efendiye sığınmıştı. Sadrâzam onun, Ramazan Efendinin dergâhında gizlendiğini öğrenince, adam gönderip, oradan almalarını emretti. Fakat Ramazan Efendi, Mahmûd Paşayı teslim etmedi. Bir gün Sadrâzam bizzat kendisi gelip, vezîri teslim almak isteyince, Ramazan Efendi; "Bizim dergâhımızda paşa yoktur. Cümlesi derviştir. İsterseniz gelsinler, görünüz, hangisi Mahmûd Paşa ise alınız." dedikten sonra, dervişleri çağırdı. Mahmûd Paşa onların arasında aba giymiş olarak bulunuyordu.Hasan Paşa onu bu hâlde görünce, işte budur demeye gücü yetmedi ve oradan ayrılıp gitti."


Ramazan Mahfî'nin türbesinde bulunan levhadaki beytlerden birisi şöyledir:


Nefsi açlık ve susuzluk ateşi ile yakmasından
Ramazân-ı Mahfî diye tesmiye olunmuş şâyân.


1) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.75

2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.16, s.161

 
Gönül Dostları  
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol